En son bir YouTube
haberi paylaşmışken, 2008’de, YouTube’ta tıklanma rekorları kırmış bir videonun
hikayesini anlatarak devam etmek istiyorum. Şarkı, ABD’nin havayolu şirketi
United Airlines için bir krize sebep olduğundan, oldukça ilgi çekici bir
hikayeye sahip. Aynı zamanda, sosyal medya araçlarının, oluşabilecek krizlerde
ne derece önemli rol oynadığının da çok güzel bir örneği diye düşünüyorum.
Hikayeyi
ayrıntılandırırsam; söz konusu kriz, Kanada’lı müzisyen Dave Carrol’un, United Airlines’in,
yolculuk sürecinde kendisinin gitarını parçaladığını iddia etmesi üzerine
başlıyor. Carrol, kendisinin ve arkadaşlarının, bagaj yetkililerinin gitarları
Chicago’daki yol üzerinde parçaladıklarını gördüklerini iddia ediyorlar. Carroll
daha sonra 3.500 dolarlık Taylor gitarının gerçekten de parçalandığını görmek
için Chicago’ya gidiyor. Fox News’e verdiği röportajda da, gitarları el
bagajlarına dahil etmenin zorluklarından bahsediyor. Gitar hadisesinden ötürü Carroll, havayolu
şirketine dava açma girişiminde bulunuyor fakat bunun yapılabilmesi için
şirketin koştuğu “24 saat içinde başvurma” şartı buna engel oluyor.
Carroll’un
söylediğine göre, havayolu şirketiyle yapılan verimsiz görüşmeler tam 9 ay
sürüyor. Bunun üzerine Carroll, durumu anlatan bir şarkı besteleyip bir video
oluşturmaya karar veriyor. Şarkıdaki şu söz de, anlatılmak istenenin netliği hakkında
bilgi vermekte:
“Başka bir şirketle uçmalıydım yahut arabayla
yol almalıydım; çünkü United gitarları parçalıyor.”
Bu şarkı, Carroll’un,
havayolu şirketinin müşteri hizmetleri yetkilisi Ms. Irlweg ile muhataplığını
komik bir şekilde ele alıyor ve aynı zamanda Irlweg’in, şirketin ilkelerinin
kusurluğunu kabul etmesini hedefliyor. Mart 2010’da United Breaks Guitar’ın 3.
versiyonu da YouTube’tan kaldırılıyor. Olayla ilgili sonuncu şarkı; Carroll’un,
kariyerinde zirveye ulaştığı için, durumdan oldukça memnun olduğunu ve aynı
zamanda United’a, müşteri ilişkileri politikalarını değiştirmeleri konusunda
yaptığı bir uyarıyı vurguluyor. Şarkı aynı zamanda, United çalışanlarının
tamamının kötü olmadığına da değinerek şirketin gönlünü alıyor. Şarkının son
sözünü yazacak olursam;
“United’ın
değiştiğini söylüyorlar, öyle de umuyorum; hem eğer öyle değilse, sizinle kim
uçar?”
Söz konusu videolar
YouTube’a 6 Temmuz 2008’de yükleniyor ve bir günde tam 150.000 kez
görüntüleniyor. Bu rekor, şirketin Carroll ile iletişime geçmesini ve
yanlışlığın düzeltileceğine dair söz verilmesini sağlıyor. 9 Temmuz itibariyle
yarım milyonun üzerinde bir tıklanma rekoru kıran video Ağustos 2009 itibariyle
5 milyon gibi bir rakama ulaşıyor. 2011 Şubat’ında bu rakam 10 milyona çıkıyor.
Medya ise şarkının
çok süratli gelen başarısına ve United Airlines için küçük düşürücü bir PR
vakasına yol açtığına dikkat çekiyor. Carroll’un United deneyimine ve yaptığı
şarkıya olumlu bir tepki vermek adına, United Airlines temsilcisi, Carroll’un
girişimini “mükemmel” olarak niteliyor. United Airlines’ın müşteri ilişkileri
direktörü Rob Bradford ise Carroll’u arayarak özür diliyor ve videoların kurum
içi eğitimlerde kullanılması için izin bile istiyor.
Meydana gelen krize
yanıt olarak; United, yaşananlar sonucu, müşteri ilişkileri politikalarını
tekrar gözden geçireceklerini belirtip yaşananlardan muhakkak bir ders çıkaracaklarını
söylüyor.
Taylor Gitarları
sahibi Bob Taylor da olaydan haberdar olduktan sonra Carroll’u arayıp ona 2
gitar hediye etmeyi teklif ediyor.
Carroll,
protestosunun ulaştığı başarıdan ötürü, kendisine olan halk desteği için
teşekkür ettiği ve şirket ilkeleri dahilinde sadece işini yapmaya çalıştığı Ms.
Irlweg’e de daha anlayışlı bir şekilde seslendiği bir video yayınlıyor.
The Times’ın
haberine göre; United’ın, jest olarak Thelonious Monk Jazz Enstitüsü’ne
bağışladığı, gecikmiş bir tazminat olan 3000 dolar yine de United Airlines’ın
zedelenen imajını geri getirmek için yeterli değil.
Kriz neticesinde,
The Times’ın haberine göre, video yayınlandıktan sonra sadece 4 gün içinde,
United Airlines’ın stok fiyatları, hissedarlar için % 10 oranına karşılık gelen
180 milyon dolar değerinde düştü. Buna karşılık, bazı analistler ise, bu
düşüşün video ile direkt olarak ne derece ilgisi olabileceği üzerinde sorular
da sormuşlardır.
2012 Ocak ayında,
Carroll ve “United Breaks Guitars”, CBC/CNBC’de “Customer (Dis)Service” belgeselinde yer almıştır.
Görüldüğü gibi,
sosyal medya, krizlerin meydana gelmesinin asıl nedeni olabileceği gibi, bir
başka nedenden ötürü meydana gelen bir krizin, normalden çok daha hızlı bir
şekilde yayılmasına da ortam hazırlamakta. Sadece yayımlanan bir tweet yüzünden
bir kriz çıkabileceği gibi, çıkan bir kriz, bunu yayan milyonlarca tweet
aracılığıyla da büyük bir felakete dönüşebilir.
Yukarıdaki örnek
ise tüm dünyanın en çok takip ettiği sosyal medya platformlarından biri olan
YouTube üzerinden sesini milyonlara duyurmuş bir krizi detaylandırıyor. Burada
değerlendirilmesi gereken nokta, krize ne şekilde cevap verildiği. Çünkü
hepimiz biliyoruz ki, pek çok kriz, ustaca yönetilirse, büyük avantajlara
dönüştürülebilir. Bu örnekte de, United Airlines, Carroll’un yaratıcı
girişimine hızlı ve olumlu bir yanıt verip kendisinden birebir özür dileyerek,
üzerine düşen görevi yerine getirmiştir. Bunun yanında, müşteri ilişkileri
politikalarında bir sorun olabileceğini Kabul etmesi ve bunları tekrar gözden
geçireceğini belirtmesi; söz konusu videoları, kurum içi eğitimlerde kullanmak
üzere yapıcı bir şekilde değerlendirme arzusu ve Jazz Enstitüsü’ne yaptığı
bağış da, aslında üzerine düşenin fazlasını yaptığını göstermekte.
United Airlines,
zedelediği imajını bir daha eski haline getirebildi ya da getiremedi; fakat
milyonların haberdar olduğu bu krizi atlatma sürecini profosyonel bir şekilde
yönettiği de bir gerçek.
No comments:
Post a Comment